Feymag Logo

07/31/2015

Bizansda İsyan

Bizans'ta isyan imparatoriçe Zoe

ZOE

 

Ayasofya’nın güney galerisindeki mozaikte karşımıza çıkan, imparatoriçe Zoe’nin yaşamını 11.y.y. tarihçilerinin (Psellos ve Skilitzes) kaleme aldığı yapıtlardan bilmekteyiz. Yaptığı birçok evlilik dolayısıyla Bizans İmparatorluğu’nun siyasal seçimlerinde önemli bir rol oynamıştır. 11.y.y başlarında imparator Romanos ve Zoe birlikte taç giymişlerdir. Zoe’nin görevi kocasının kurmaya çalıştığı yeni hanedanlığın sürdürülmesine yardım etmek olarak gözükmektedir. Zoe saraylılarla, kiliseyle ve halkla iyi anlaşmış ve uyguladığı politikalarda bu kesimlerden destek almıştır. Romanos ise hanedanlığını sürdürebilmek için askeri zaferlere yoğunlaşmıştır. Bunun dışında Zoe’nin hazine odalarına girmesine kısıtlama getirmiş ve kendi gücünü göstermeye çalışmıştır.

Evlilik dışı ilişkiler de yaşayan imparatoriçe, ileri gelen bir hadım olan Ioannes’in kardeşi Mihael ile tanışıp, ona aşık olmuştur. Zoe tüm ayrıcalıklarını Mihael’e vermeye başlamış ve güç kaybetmeye başlayan Romanos’u banyosunda boğdurtarak tarih sayfasından silmiştir. Ayrıca Romanos’u zehirlediği ve güçsüzleştirdiği söylenmiştir. (Parfüm yapımına duyduğu ilgi bu söylentiyi dönemin tarihçilerine göre güçlendirmiştir.) Yasalara göre dul bir kadının yeniden evlenmesi için bir yılın geçmesi gerekiyordu ancak Zoe, Romanos’un öldüğü gece Mihael’le evlenmiştir. Bu olgu ise Zoe’nin ne kadar güçlü olduğunun tahmin edilebilir bir düzeyidir. Mihael askeri başarılar elde etmesine rağmen sağlığı yüzünden güçsüz hale gelmiş ve Zoe’den uzaklaşmaya başlamıştır. Zoe’ye belli kısıtlamalar getirmiş, kendisine ait odalardan dışarı çıkamaz hale getirmiştir. Ioannes bir kez daha devreye girmiş ve ailesini iktidarda tutabilmek için Zoe’yi meşru imparatoriçe olarak planına katmış ve Mihael’in yeğeni Mihael Kalafates’i evlat olarak edinmesini sağlamıştır. Zoe bu olaydan sonra tekrar gücünü kazanmış ve söz sahibi olmuş gibi gözükse bile, yeni imparator Mihael Kalafates tarafından bugün Büyükada olarak bildiğimiz adaya sürgün edilir ve peşinden imparator berberler göndertir ve saçının kesilmesi ister. Dönemin tarihçisi Psellos olayı şu şekilde aktarır: “sonunda saçının kesilmesi için bir grup gönderildi. Belki de onu öldürmeye gönderilmişlerdi demek daha doğru olur.” Ancak halk buna karşı gelir ve özellikle kadınların ön plana çıkması Psellos’un da dikkatini çekmiştir. “Ve kadınlar –ama bunu görmeyenlere nasıl anlatabilirim bilmiyorum? Ben kendim de bazılarını gördüm, bugüne kadar kimsenin evin kadınlar kısmı dışında görmediği kadınlar halk içinde, bağırıyorlar, göğüslerini dövüyorlar ve imparatoriçeye ağıtlar yakıyorlardı ama geri kalanlar da Maenadlar (Bacchus’un rahibesi) gibi buna katıldılar ve karşılarına çıkana kafa tutacak büyük bir grup meydana getirdiler.” Skilitzes ise halkın, “Haçı ayaklar altına alan Kalafates’i değil, soyun esas temsilcisi ve tahtın varisi olan annemiz Zoe’yi isteriz” diye bağırdığını belirtmektedir. Bu olaylardan sonra Mihael Kalafates kör edilmiştir, Zoe ve kardeşi Teodora bir süre saltanatlarını kurarlar.

Zoe iktidarı tekrar ele geçirince yeni bir iş olarak tekrar evlilik yaparak Konstantinos Monomahos’la evlenir. Bu süreden sonra bir metres ile birlikte yaşamaya da başlayan imparatoriçe 1050 yılında ölür. Kent halkı tarafından sevilen, saraylılar tarafından saygı duyulan bu kadın 1028’le 1050 arasında Bizans İmparatorluk tarihinde önemli bir başrol olmuştur.

Yorumlar