Tarihsel Süreç İçerisinde İstanbul Pasajları: Hazzopulo Pasajı
Sanayi devriminden sonra Avrupa’da üretim büyük bir değişiklik geçirmiştir. Küçük çaplı sayılan üretim sistemi, yerini fabrikalarda yapılan büyük çaplı bir üretim sistemine bırakmış ve zanaatkârlar, tüccarlar yerlerini büyük şirketlere bırakmışlardır. Bu duruma bağlı olarak yeni iş kollarının çıkması da kaçınılmaz olmuştur. Üretim, dağıtım ve satışın sunulduğu alanlarda, değişen sistemle birlikte yenilik kazanmıştır. Açılan büro binalarının yanı sıra, çeşitli malların perakende alışverişinin yapıldığı, büyük alışveriş merkezlerinin açılması karşımıza çıkmaya başlamıştır. [1]
Ticari malın üreticiden tüketiciye varan yolcuğu belli mekânlarda mola vermektedir. Bunlar yol güzergâhları üzerinde kervansaraylar, kentlerde arastalar, hanlar, bedestenler ve çarşılar olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle çarşılara bakacak olursak: Osmanlı klasik döneminden itibaren kentin belleğini tutmuş, imalatın yapıldığı ve alışverişin olduğu, ticari merkezin canlılığını koruyan bölgeler olarak nitelendirilmiştir. [2] Çarşıların yanında camilerin ve hamamların varlığı bu alanların kozmopolit açıdan varlığını da göstermektedir. Kadın-erkek, genç-yaşlı, Müslüman-gayrimüslim her türlü insanın uğradığı ve ihtiyaçlarını karşıladığı yerler olarak karşımıza çıkmış ve dönemin gündelik hayatını yansıtan en önemli mekânlar olmuştur. Bu durum 19.yüzyılla birlikte değişen, dönüşen Osmanlı hayatında varlığını korumuş olsa bile, Batılı tarzda açılan pasajlarla birlikte kısmı olarak önemini kaybetmeye başlamıştır.
Gündelik hayatın sosyo-kültürel ve ekonomik yapısı, Tanzimat modernleşmesiyle birlikte bütünleşme sürecine girmiştir. İstanbul topografyasında farklı kültürel dokular birbirine yakınlaşmış ve buna bağlı olarak köprüler, caddeler, meydanlar, parklar, çarşılar, pasajlar, ve kamu yapıları büyük önem kazanmıştır. [3] Geleneksel olanı modern olana bağlayan bu yapılaşma süreci, Doğu-Batı buluşmasının şehir hayatındaki önemli merkezleri haline gelmiş ve kamusal alanın halk tarafından nasıl kullanıldığını gözler önüne koyan bir mekânsal bütünleşme yaratmışlardır. 19. yüzyılla birlikte nüfus artışının ve batılılaşma sürecinin getirisi olarak değişen, dönüşen topografya özellikle Pera-Galata bölgesine kaymış ve bu bölgede çok merkezli, kozmopolit bir ortam oluşmuştur. Klasik Osmanlı döneminden beri camiler, bedestenler ve bedestenlerin etrafında oluşan çarşılar, arastalar pek çok sosyal alışverişin yapıldığı yerler ve halkın vakit geçirdiği alanlar olarak bilinmektedir.[4] 19. yüzyıl İstanbul’unda ise bu alanlara yenileri eklenmiş ve yeni düzenlemelerin olduğu, ithal ürünlerin sergilendiği mekânlar karşımıza çıkmaya başlamıştır. Özellikle pasajlar bu işleyiş için önemli örnek teşkil etmektedir.
Ticari iskeleler –özellikle Eminönü- şehrin iktisadi üretim ve tüketim mekânlarını birleştiren önemli işlevlere sahiptirler. Galata-Pera bölgesinde bulunan Venedik ve Fransız sarayları bu bölgenin ticaretine kattıklarının yanı sıra, Pera hayatına Avrupa kültürünü taşımışlardır. Değişen, dönüşen, Osmanlı topraklarına yeni gelen mesleklerin en yoğun hissedildiği mekân şüphesiz Galata-Pera bölgeleridir. Eğlence hayatından, alışveriş kültürüne, sosyalleşme alanlarına kadar değişiklikler göze çarpmaktadır. Tiyatroları, mağazaları, kafeleri, meyhaneleri, kitapçıları, elçilikleri, pasajları ile bu bölge batılılaşma evrelerinin en yoğun yaşandığı yer haline gelmiştir.[5]
Sosyal, ekonomik ve belki de siyasi değişimlerin önemli izleri şüphesiz ki yapılan yapılarda karşımıza çıkmaktadır. Buna bağlı olarak 19. yüzyıl Osmanlı hanlarında klasik düzenleniş biçiminde varlığını sürdüren hanların yanı sıra; mimari dekorasyon, işlev ve yapı tekniği bakımından Batı etkisi hanlar ve daha çok Batı etkili olarak pasajlar yapılmıştır.
Pasaj kelimesi, Fransızcadan girmiştir dilimize. Pasaj, 18. yüzyılda büyük bina bloklarını birbirine bağlayan özel yollar için kullanılmıştır ve geçit karşılığındadır. Pasajlar bina blokları arasında yer alan ve iki cadde ya da sokağı birbirine bağlayan, üstü açık veya kapalı, iki yanına dükkânların dizili olduğu özel yollardır. Bu yapıların üst katlarında yine dükkânlar, bürolar, ikamete ayrılmış odalar ve atölyeler bulunabiliyordu. Genellikle bir çatıyla örtülü olması –ki örtüsü olmayan pasajlarda bilinmektedir-, simetrik cepheleri ve sadece yayaların kullanması bakımından pasajlar, diğer benzer örneklerden ayrılır. [6]
Hazzopulo Pasajı
Dönemin gazetelerinden La Turquie gazetesinde yüksek fiyatlarına rağmen tüm dükkânlarının kiralandığı haberi yayınlanan Hazzopulo Pasajının önemi, kurulduğu alan olarak kabul görülebilir. Üç girişi bulunan Hazzopulo Pasajının iki ana girişi, tonoz ve çapraz kemerlerle son bulmaktadır. İstiklal Caddesinde bulunan girişi Neoklasik üslupta olup iki katlıdır. Ana girişe eksen şekilde yerleştirilen diğer giriş ise Romalıların zafer takını andıran kemer sistemiyle Neorönesans üslubunu yansıtmaktadır. Neorönesans üslubunun ağır bastığı iç cephelerde Barok etkileri de görülmektedir.Kafe, musiki mağazası, moda evi, sobacı, terzi ve restoranın bulunduğu Hazzopulo Pasajı, özellikle Salle Adam mağazası ile ün yapmıştır. Bu mağazada müzik aletlerinin satışı ve tamiri yapılmakta, ayrıca bir dinleti salonu olarak kullanılmaktaydı. Bu mağaza zaman içinde değişime uğrayarak Namık Kemal’in İbret Gazetesi’nin basıldığı yer olarak kaynaklarca söylenmiştir.[7] Üzeri açık T-planlı pasaj tipinde olan Hazzopulo, İstiklal Caddesinde bulunan diğer pasajlara göre daha geniş ve işlek olarak ayrılmaktadır.[8]
Hazzopulo Pasajı günümüzde yoğun uğrak yeri olarak varlığını sürdürmektedir. Takı ve çanta eşyalarının satıldığı, restoranın bulduğu ve yoğun şekilde çayhanelerin olduğu bir mekan olarak karşımıza çıkar.
Editör: Fırat Şenol
[1] Ertuğrul, “19. Yüzyılda Osmanlı’da Ortay Çıkan Yapı Tipleri”, İstanbul: Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, 2009. Sayı.13. C.7, s.293,312.
[2] Akar, “Osmanlı Kentinde Ticari Mekânlar: Bedesten-Han-Arasta-Çarşı Mekânları Literatür Değerlendirmesi”. İstanbul: Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, 2009. Sayı:13, C.7. s.267-292.
[3] Çelik, “19. Yüzyılda Osmanlı Başkenti Değişen İstanbul”, İstanbul: Türkiye İş Bankası Yayınları. 2015. s. 164, 165.
[4] Işın, “İstanbul’da Gündelik Hayat”, İstanbul: YKY. 2001. s.79, 85.
[5] Işın, , “İstanbul’da Gündelik Hayat”, İstanbul: YKY. 2001. s.91, 92, 93, 94.
[6] Gülenaz, “Batılılaşma Dönemi İstanbul’unda Hanlar ve Pasajlar”, İstanbul: İTO Yayınları, 2011.
[7] Cezar, “19. Yüzyıl Beyoğlusu”, İstanbul: Akbank Yayınları, 1991. s.396
[8]Gülenaz, “Batılılaşma Dönemi İstanbul’unda Hanlar ve Pasajlar”, İstanbul: İTO Yayınları, 2011. s. 224, 225, 226.
Yorumlar